Ana tanrıça kültünün ortaya çıkış yeri Anadolu’dur. Ana Tanrıça, tarih öncesi dönemden itibaren Akdeniz çevresinde çeşitli adlar altında tapınılan evrensel bir tanrıçadır. Hiçbir mitolojide hiçbir tanrı Ana Tanrıça kadar çeşitli adlarla anılmamıştır. Hititler Dönemi’nden itibaren Kubaba, Kuvava, Qubala, Kybele, Hepat, Artemis gibi Anadolu’da verilen isimlerin yanında Anadolu dışında da birçok isimle anılır. Ana Tanrıça kültü Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Suriye, Lübnan, Filistin, Mısır ve Ege Adaları’na daha sonra da Yunanistan ve İtalya’ya kadar yayılmıştır.
Ana Tanrıça kültüyle ilgili ilk verilere cilalı taş çağına ait Çayönü ve Nevali Çori’de, daha sonra ise neolitik yerleşmeler olan Konya yakınındaki Çatalhöyük ve Burdur yakınındaki Hacılar’da rastlanmıştır. Bu merkezlerde bulunan Ana Tanrıça heykelleri genç bir kadın, doğum yapan bir anne ve yaşlı bir kadın gibi görünümlerde betimleniştir. Bazen bir av kuşu, bazen de leopar gibi gösterilmektedir. Zaman içinde farklı sembol veya aslan gibi hayvanlarla da görülen Kybele genel olarak doğurganlığı ve üremeyi sembolize etmekle birlikte doğaya egemenliğin sembolü leopar veya aslanlarla “hayvanların kraliçesi”, “savaşlarda halkın koruyucusu”,başında taşıdığı surlu taç ile “kentlerin koruyucusu”, dağlara yapılan ibadet yerleri ile de “dağda vahşi yaşamın kadını” olarak görülmüştür.
Anadolu’da Kybele kültünün en fazla öne çıktığı yerler Frigya bölgesinde Eskişehir-Pesinus ile Psida bölgesinde Yalvaç-Antiochia’dır.