Sesleri dizek üzerinde yazmaya yarayan işaretlere “nota” denilir. Notalar, dizeğin çizgileri üzerlerine ya da boşluklarına yazılırlar ve konuldukları yerlere göre seslerin ismini ve yüksekliğini verirler. Notalar yazılış biçimlerine göre ise seslerin süresini gösterirler. Nota, gerçekte bir şifre sistemidir. Aynen yabancı dil öğreniminde olduğu gibi, bu şifreyi çözmeyi başaranlar nota okumak ve yazmak konusunda başarılı olurlar. Konuşma dilinde olduğu gibi müzik dili de okunabilir ve yazılabilir. İnsanlar konuşurken cümleler kurarak birbirleriyle anlaşma sağlarlar. Cümleler cümle parçacıklarından; cümle parçaları kelimelerden; kelimeler hecelerden ve heceler de harflerden bir araya gelmektedir. İşte, konuşma dilindeki en küçük bileşen olan harflerin müzik dilindeki karşılıkları seslerdir ve bu sesler müzik yazımında, dizek üzerinde notalarla gösterilirler.
Nota İsimleri:
Vaftizci Yahya için söylenen “Ut Queant Laxis” isimli bir ilahinin sözleri bir Benedikt keşişi olan Guido d’Arezzo ya da bilinen diğer şekli ile Guido Aretinus tarafından günümüzde kullandığımız müziğin biçimlendirilmesi için değerlendirilmiştir. Keşişler tarafından bestelenen bu ilahiyi dinlerken Guido, ilahinin her mısrasının ilk hecesinin altı seslik sıralı bir yapılanma oluşturacağını keşfetti ve notalara verdiği bu isimler günümüze dek değişmeden geldi. Bu ilahinin sözleri aşağıda yer almaktadır:
Ut queant laxis
Resonare fibris
Mira gestorum
Famuli tuorum
Solve polluti
Labii reatum
Sancte Joannes
Çevirisi: Aziz Yahya, kirli dudaklarımızı günahlarından arındır ki Tanrı’nın hizmetçileri olan bizler özgür seslerimizle harikulade şarkılar söyleyebilelim.